Barok dönemin müzik anlayışı içinde bestecilik tekniği kontrpuana dayanmaktadır. Kontrpuanda çokseslilik, Klasik dönemdeki gibi seslerin dikey olarak yerleştirilmesinde değil, partilerin yatay hareketi içindeki uyumunda aranmıştır. Barok dönemde çoksesliliğin Klasik dönemin temelini oluşturacak şekilde en olgun ve sistemli çalışma, J. S. Bach’ın klavyeli çalgılar için düzenlediği Eşit Düzenli Klavye I-II çalışmasıdır. Çünkü Bach, bu çalışmasında majör ve minor tonaliteye vurgu yapmış; dolayısıyla 3’lü (M,m) ve 6’lı (M,m) aralıkların partiler arası uyumlu ve eşit kaynaşımını ortaya çıkarmıştır. Füg, latince “kaçış” anlamına gelmektedir ve her partinin birbirini taklit ederek kovalamasından bu ismi alır. Fügün yapısını oluşturan başlıca öğeler, konu, cevap, karşıkonu, sergi, ara kesitler, stretto ve pedaldır. Bu çalışmanın amacı, J. S. Bach’ın Eşit Düzenli Klavye I-II çalışmasındaki 48 Füg arasından sergide yer alan konu-cevap-karşıkonu partileri arasında 3’lü (M,m) ve 6’lı (M,m) aralıkların dikey olarak kullanıldığı fügleri tespit ederek Klasik dönem tonalite anlayışının temellerine dair izler bulabilmektir. Bu çalışmanın evrenini füg tekniği, örneklemini ise Bach’ın Eşit Düzenli Klavye I-II çalışmasındaki 48 Füg’de yer alan konu, cevap ve karşıkonu kısımları oluşturmaktadır. Çalışma, betimsel tarama yöntemiyle seçilen Bach’ın füg notalarının sergi bölümündeki konu, cevap ve karşıkonu kısımlarında yer alan partiler arasındaki 3’lü (M,m) ve 6’lı (M,m) aralıklar arasından dikey olarak kullanılanların tespiti ve tespit edilen bulgular üzerinden bir çıkarıma varılması nedeniyle nitel bir çalışmadır. Çalışmadaki bulgular üzerinden yapılan incelemelerde, Bach’ın Eşit Düzenli Klavye I-II eserinde kontrpuan çokseslililiğini tonal bir sistem üzerine oturtarak, klasik fügdeki gibi 4’lü, 5’li ve 8’li aralıklardan ziyade, 3’lü (M,m) ve 6’lı (M,m) aralıkların dikey olarak kullanımına daha sık yer verdiği 10 füg içinde tespit edilmiş ve Klasik dönem tonalitesine zemin hazırlamış olduğu gözlemlenmiştir.